Hayat bu işte; Kanatlanıp gitmek dururken, Dört duvar içinde hap solursun. Yaşamak için bir neden ararken, Ölmek için bulursun!!!
Çelişkiye düştüm tetiği çekip çekmemek arasında. Hiç birşey yoktu beni hayata bağlayan. Ne için yaşayacaktım ki zaten. Ellerimi açıp yalvardım kaç sefer küçücük bir işaret için umudumu hiç kesmeden. Olmadı fakat, bulamadım ufacık bir zerre. Dün gözlerimi açtığımda hep gözlerimin önünde olan kişiler yoktu bugün. Yanlış ne yapmıştım ben acaba, incitmişmiydim onları, HAYIR!! Yüz üstümü bırakmıştım, ASLA!! Ama neden böyle olmuştu şimdi... Bir basamak olarak kullanılmak koyuyor insana bir süre sonra. Hayatlarını düzene sokup çiğnenmiş bir şekilde yüz üstü bırakıyorlar insanı. Her seferinde bu son olucak diyorsun, fakat ister istemez açık bir kapı bırakıyorsun, tabi anlayana!... Peki bu tetiği çekmemek için bir sebep bulabilirmisin, şakağına dayalı bir silahla beklerken buz gibi odanda. Bütün bu nefretini kusmanı önleyecek ne var ki!! Sanırım bir BOK yok! Başlık olarak NEFRET'i düşündüm, tabi hala düşünebilecek bilince sahipsem. Her ne haltsa, zaten doğru düzgün yazı yazamam ve bu ruh haliyle daha da beter oluyor. Tam herşey düzelmiş derken 4 - 5 sene öncesine dönüyorsun bir çizikte. Ve ben tetiği çekmeye karar verip koyuyorum hayatıma NOKTA'yı .
Tertemizdi sanki dünya gözlerimi açtığım anda
Hiç düşünmeden inandım masal tadında yarınlara
Yalanlar ortasında kaldı tüm çocukluk anılarım
Çizgi romanların dışında bir kahraman bulamadım
Toz pembe olmasaydı keşke tüm rüyalarım
Hep sorular sordum ama cevaplarını alamadım
Hep yalan söylenmiş hep yalan
Kavuşamadı hiç ayrılanlar, masallar gerçek olmadı
Aşık oldugum sokaklarda kimseler konuşmadı
Ama şehir hiç susmadı hep ağladı hep ağladı…
ve + olarak
arkadaş sen bu değilsin
yaşıyan sadece fikrin
arkadaş niye gücendin
alıştım karıştım ben sana
rüyanda görsen inanma...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder